Hoca Ahmet Yesevi Kimdir?

Meraklı

Paylaşımcı Üye
Moderatör
Bilgiler
Katılım
21 Mar 2024
Mesajlar
3,259
Tepki
3,234
Yaş
27
Konum
Batman
Meslek
Webmaster
Cinsiyet
Erkek
Medeni Hal
Evli
Merhaba,

Hoca Ahmet Yesevi Kimdir? Hakkında kısaca bilgi yazınız.
 
  • Beğen
Reactions: ForumCaddesi

ForumCaddesi

Paylaşımcı Üye
Süper Moderatör
Bilgiler
Katılım
21 Mar 2024
Mesajlar
3,237
Tepki
23
Konum
Türkiye
Meslek
Moderatör
Cinsiyet
Erkek
Medeni Hal
Evli
Merhaba,

Hoca Ahmet Yesevi Kimdir? Hakkında kısaca bilgi yazınız.

Merhaba,

Ahmet Yesevi Türklerin manevi hayatına asırlarca hükmeden, Türk halk sufilik geleneğinin kurucusu; Arslan Baba'dan teslim aldığı emaneti insanlara "Hikmet"leri aracılığıyla damla damla özümseten; kutsal emaneti Horasan Erenleriyle dünyanın dört bir bucağına ulaştıran; Türk diliyle yazdığı hikmetleriyle dilimizin gelişmesi ve zenginleşmesine büyük katkısı olan "Pir-i Türkistan", büyük Veli öncü şair...

Ahmed Yesevî’nin hayatı, kişiliği ve tesiri ile ilgili tarihî belge ve bilgiler oldukça sınırlıdır. Mevcut olanlar da menkıbelerle iç içedir. Yesevî, Batı Türkistan’ın Çimkent şehrinin doğusunda bulunan ve Tarım ırmağına dökülen Şâhyâr nehrinin bir kolu olan Karasu üzerinde yer alan Sayram kasabasında doğdu. Eskiden beri önemli bir yerleşim yeri olan Sayram, İspîcâb (İsfîcâb) veya Akşehir adlarıyla da anılmaktadır. Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Yesevî’nin, Yûsuf el-Hemedânî’ye (ö. 535/1140-41) intisabı ve onun halifesi oluşu göz önüne bulundurulursa 5. yüzyılın (11. yüzyıl) ikinci yarısında doğmuş olduğu söylenebilir. Babası, Sayram’da kerametleri ve menkıbeleri ile tanınmış önemli şahsiyetlerden biri olan ve Hz. Ali soyundan geldiği kabul edilen Şeyh İbrâhim’dir. Annesi, Şeyh İbrâhim’in halifelerinden Mûsâ Şeyh’in kızı Ayşe Hatun’dur (Köprülü 1991:61-62). İmam Muhammed bin Ali neslinden gelenler Sayram’da hâce olarak adlandırıldığı için Ahmed Yesevî de Hâce Ahmed, Hâce Ahmed Yesevî, Kul Hâce Ahmed isimleriyle anıldı. Şeyh İbrâhim’in Gevher Şehnâz adlı kızından sonra ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen Yesevî, önce annesini, ardından da babasını kaybetti. Gevher Şehnâz kısa bir müddet sonra kardeşini de yanına alarak Yesi şehrine gitti ve oraya yerleşti. Tahsiline Yesi’de başladı, küçük yaşına rağmen birtakım tecellilere mazhar olmasıyla dikkatleri üzerine çekti. Çocukluğundan itibaren iyi bir tahsil gördü, Arapça ve Farsçayı, İslami ilimleri öğrendi (Eraslan 2000:7, 8,10).

Menkıbelere göre Hızır’la görüştü ve Yesi’de sahabeden olduğuna inanılan Arslan Baba’ya intisap ederek ondan feyiz aldı. Arslan Baba’nın Yesi’ye gelerek Ahmed Yesevî’yi bulması ve Hz. Peygamber’in kendisine teslim ettiği emanet hurmayı vermesi, terbiyesi ile meşgul olup irşat etmesi, Hz. Peygamber’in manevi bir işaretine dayandırılır. Arslan Baba’nın terbiye ve irşadıyla Yesevî, kısa zamanda şöhret buldu. Arslan Baba’nın vefatı üzerine Yesevî, dönemin önemli kültür merkezlerinden biri olan Buhara’ya gitti (Bice 1993: X-XI). Orada büyük âlim ve mutasavvıf, Şeyh Yûsuf el-Hemedânî’ye bağlandı, onun irşat ve terbiyesi altına girdi. Yûsuf Hemedânî’den dinî ve tasavvufi ilimleri öğrendi. Hikmetlerinden birinde Şeyh Yusuf-i Hemedânî’ye yirmi yedi yaşında intisap ettiğini ifade etmekle beraber, bu intisabın kaç tarihinde olduğu belirtilmemektedir.

Yûsuf el-Hemedânî’nin vefatı üzerine irşat makamına önce Abdullâh-ı Berkî, sonra Şeyh Hasân-ı Endekî ardından Ahmed Yesevî geçti. Şeyhi Yûsuf el-Hemedânî’nin hayattayken işaret ettiği üzere bir müddet sonra yerini Şeyh Abdülhâlik-ı Gücdüvânî’ye bırakarak Yesi’ye döndü; vefatına kadar (h.562/m.1166) burada irşat faaliyetlerine devam etti (Bice 1993:XI; Eraslan 2000:12). Anlatılanlara göre Yesevî, altmış üç yaşına geldiğinde tekkesinin avlusunda bir çilehane hazırlattı ve vefatına kadar burada ibadet ve riyazetle meşgul oldu. Doğum tarihi bilinmediğinden kaç yıl yaşadığı hususunda kesin bir şey söylemek mümkün değilse de on yıl, yaptırdığı bu hücrede yaşadığı ve 73 yaşında vefat ettiği, 120 yaşına kadar yaşadığı ve H. 562/M. 1167’de öldüğü de rivayetler arasındadır (Bice 1993:XII; Eraslan 2000:13).

Öldükten sonra da kerametlerinin devam ettiğine inanılan Ahmed Yesevî’nin, kendisinden yaklaşık iki asır sonra gelen Timur’un (1336-1405) rüyasına girdiği ve kendisini zaferle müjdelediği; Timur’un da şükran ifadesi olarak ona anıt-mezar şeklindeki türbeyi yaptırdığı rivayet edilir. İki sene içinde tamamlanan türbe, camii ve dergâhı ile bir külliye hâlini almıştır. Zamanla harap olan türbenin, Özbek Hanı Abdullah Han ya da Şeybanî Han tarafından tamir ettirildiği rivayet edilmektedir (Bice 1993:XII-XIII; Eraslan 2000:16). Ahmed Yesevî’nin türbesi yılın her mevsiminde ziyaret edilmekte özellikle Zilhicce ayında Türkmen, Özbek, Kazak ve Kırgız Türkleri tarafından burada görkemli merasimler düzenlenmektedir. Ahmed Yesevî’nin, mezarının bulunduğu bölgede defnolunanlara şefaat edeceği inancı yaygın olduğu için, Kırgız ve Kazak Türkleri cenazelerini türbe yakınlarına getirmekte ve buraya yakın yerlere defnetmektedirler (Eraslan 2000:17; Köprülü 1997:211; Özköse 2006: 299).

Kaynak:
 

Benzer konular

Lütfen Javascript'i etkinleştirin!Javascript'i etkinleştirin!