Keloğlan Ve Ormanın Bilgesi Masalı

Ömür Yorgunu

Paylaşımcı Üye
Bilgiler
Katılım
14 Nis 2024
Mesajlar
69
Tepki
20
Konum
Mardin
Meslek
Yazar
Cinsiyet
Erkek
Medeni Hal
Evli
Keloğlan ve Ormanın Bilgesi

Bir zamanlar, güzel bir köyde yaşayan iyi kalpli bir çocuk varmış. Bu çocuğun adı Keloğlan’dı. Keloğlan, hem cesurdu hem de meraklıydı. Günlerden bir gün, köylerine uzak bir ormanda gezerken, tuhaf bir ses duydu. Ses, gökyüzünden gelen bir şimşek sesine benziyordu ama daha yumuşak ve dostça bir tondaydı. Keloğlan merakı ve cesaretiyle o sesi takip etmeye karar verdi.

Sesin geldiği yöne doğru ilerlediğinde, büyük bir ağacın gölgesinde oturan yaşlı bir adam gördü. Adamın sakalı beyazdı, gözleri ise bilgelik doluydu. Keloğlan merakla adama yaklaştı ve selam verdi. Yaşlı adam gülümseyerek Keloğlan’ı karşıladı ve ona şöyle dedi:

“Merhaba Keloğlan, ben bu ormanın koruyucusuyum. Sana özel bir hikaye anlatmak istiyorum. Bu hikaye, bu toprakların sırlarını ve büyüsünü içinde barındırıyor.”

Keloğlan heyecanla oturdu ve yaşlı adamın hikayesini dinlemeye başladı.

Yıllar yılları kovalar, bir zamanlar ülkenin sultanı olan bir kral vardı. Kralın üç oğlu vardı ve bu oğulları arasında taht mücadelesi baş gösterdi. Her biri tahtın kendisine ait olduğunu iddia ediyordu ve ülkeyi yönetmek için birbiriyle yarışıyorlardı.

Kral, bu durumu çözmek için bir plan yaptı. Ülkenin dört bir yanına birer kese altın gönderdi ve her oğluna da bu keseleri getirmeleri için bir süre tanıdı. “Altını getiren, tahta hak kazanacak.” dedi.

Bunun üzerine üç oğul, ülkeyi dolaşmaya başladılar. Kimi tüccarlarla altın karşılığında ticaret yaptı, kimi maceraperestlerle mücadele etti. Ancak hiçbirisi tam olarak kese altını bulamadı. Zaman ilerledikçe oğullar umutsuzluğa kapıldılar çünkü altını bulamadıkları sürece taht mücadelesi devam edecekti.

Bir gün, Keloğlan’ın da içinde bulunduğu bir köyde yaşlı bir adam belirdi. Adam, Keloğlan’ın dedesiyle yakın arkadaştı ve ona bu hikayeyi anlattı. Hikaye, ülkenin her yerine dağıtılan keselerdeki altınların aslında kendi içlerinde değil, insanların birlikte çalışması ve dayanışması sonucunda gerçekleşen güzelliklerin bir temsili olduğunu anlatıyordu.

Keloğlan, hikayeyi dinlerken içinde bir umut belirdi. Belki de altınlar gerçekte tahtı kazanmanın anahtarı değildi. Belki de bu süreçte öğrenilen dersler, birlikte çalışmanın ve dayanışmanın gerçek altın olduğunu gösteriyordu.

Keloğlan, yaşlı adamın öğüdünü dinledi ve üç kese altın topladı. Ancak bunları kardeşleriyle paylaşarak onlara gerçek altının birlikte çalışma ve dayanışma olduğunu göstermeye karar verdi.

Sonunda üç kardeş, birlikte tahtı paylaşmaya karar verdiler ve ülkeyi birlikte yönettiler. Bu da gösterdi ki, gerçek altın insanların birbirine olan sevgisi ve birlikte başarabilecekleri güçtü.

Keloğlan, yaşlı adamın anlattığı hikayeden büyük bir ders çıkarmıştı. Artık daha bilge ve anlayışlı bir çocuktu. Köyüne döndüğünde, hikayeyi halkına anlatarak onların da aynı dersi almasını sağladı. Köy halkı, birlikte çalışmanın ve dayanışmanın gerçek altın olduğunu anladılar ve aralarındaki bağlar daha da güçlendi.

Bir süre sonra, köylerine yakın bir ormanda büyük bir felaket yaşandı. Orman yangını çıkmış ve yangın hızla yayılmaya başlamıştı. Köylüler endişe içinde yangını söndürmeye çalışıyorlardı ancak başarılı olamıyorlardı. Keloğlan ise hemen harekete geçti. Yanındaki köylülerle birlikte, su taşıyan kovalarla yangına müdahale etmeye başladılar.

Günlerce süren çaba ve birlikte çalışmanın ardından, köylüler yangını söndürmeyi başardılar. Ancak yangın sonrasında ormanın büyük bir kısmı zarar görmüştü. Ağaçlar yanmış, kuşlar ve hayvanlar yuvalarını kaybetmişti.

Keloğlan, köylülerle bir araya gelerek ormanın tekrar yeşillenmesi ve hayvanların geri dönmesi için bir plan yapmaya karar verdiler. Herkes el ele verdi ve ormanın yeniden yeşillenmesi için fidan diktiler, kuşlar için yuvalar inşa ettiler ve hayvanları beslediler.

Zamanla, orman tekrar eski güzelliğine kavuştu. Kuşlar yeniden cıvıldamaya, hayvanlar otlamaya başladı. Köy halkı ise birlikte çalışmanın ve dayanışmanın ne kadar güçlü bir etki yaratabileceğini görmüştü. Keloğlan ise her zaman hikayenin öğrettiği gibi adaletli, sevgi dolu ve birlikte çalışarak yaşamaya devam etti.

Yaşlı adamın hikayesi sona erdiğinde, Keloğlan büyük bir ders almıştı. O günden sonra, köyüne döndü ve herkese hikayeyi anlattı. İnsanlar, birlikte çalışmanın ve dayanışmanın gerçek altın olduğunu anladılar ve birbirlerine daha da yakınlaştılar. Keloğlan ise bu deneyimle büyüdü ve hayatını her zaman adaletle, sevgiyle ve birlikte çalışarak geçirdi.

Evet çocuklar bu masalımızda burada bitti.

KAYNAKÇA:
 

Benzer konular

Lütfen Javascript'i etkinleştirin!Javascript'i etkinleştirin!