Keloğlan Ve Sihirli Deve Hikayesi

Ömür Yorgunu

Paylaşımcı Üye
Bilgiler
Katılım
14 Nis 2024
Mesajlar
80
Tepki
22
Konum
Mardin
Meslek
Yazar
Cinsiyet
Erkek
Medeni Hal
Evli
Keloğlan ve Sihirli Deve

Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, padişahların saltanat sürdüğü zamanlarda, bir köyde Keloğlan adında bir delikanlı yaşarmış. Keloğlan’ın ne babası varmış ne de annesi. Ama o her zaman neşeli ve iyimsermiş. Bir gün köy meydanında bir deve satıcısı belirmiş. Bu deve öyle sıradan bir deve değilmiş, sihirli bir devemiş!

Deve satıcısı, devenin sırtına binen kişinin dileğinin gerçek olacağını söylemiş. Keloğlan, bu fırsatı kaçırmak istememiş ve tüm cesaretiyle devenin sırtına atlamış. “Bir torba altın isterim!” diye bağırmış. Ve bir bakmış ki, devenin sırtında bir torba dolusu altın belirmiş.

Keloğlan, bu altınlarla köydeki herkese yardım etmiş. Fakirlerin yüzünü güldürmüş, çocuklara oyuncaklar almış, herkese mutluluk dağıtmış. Köyde şenlikler başlamış, herkes dans edip şarkı söylemiş. Keloğlan’ın iyilikleri sayesinde köy, bolluk ve bereket içinde yaşamış.

Günlerden bir gün, kötü kalpli bir adam Keloğlan’ın sihirli devesini çalmış. Ama deve, kötü adamın dileğini yerine getirmemiş. Çünkü deve, yalnızca iyi kalpli insanların dileklerini yerine getirirmiş. Kötü adam, deveyi geri getirmek zorunda kalmış.

Keloğlan, deveyi geri aldığında, köy halkı büyük bir şölen düzenlemiş. Herkes Keloğlan’ın iyiliğini ve cesaretini övmüş. Keloğlan ise, “Bu sihir bana ait değil, hepimize ait. Birlikte paylaştığımızda, sihir daha da güçlü olur,” demiş.

Ve Keloğlan, sihirli devesiyle birlikte daha nice maceralara atılmış, köyünü ve dostlarını her zaman korumuş. Sihirli deve ise, Keloğlan’ın yanında, köy halkının mutluluğu için her zaman hazır beklemiş.

Keloğlan, kötü adamın deveyi geri getirmesiyle birlikte, köydeki şenlikler daha da coşkulu bir hale gelmiş. Herkes mutluluktan havalara uçuyormuş. Ancak Keloğlan, sihirli devenin sadece köydeki insanlara değil, tüm dünyaya yardım edebileceğini düşünmüş.

Bir sabah erkenden kalkıp, sihirli devesinin yanına gitmiş. “Sihirli deve, seninle dünyayı dolaşıp, ihtiyacı olan herkese yardım etmek istiyorum,” demiş. Sihirli deve, Keloğlan’ın bu güzel niyetini anlamış ve başını sallayarak onay vermiş.

İlk olarak, yakındaki bir köye gitmişler. Orada, kuraklık yüzünden su sıkıntısı çeken köylülere yardım etmişler. Keloğlan, devenin sırtına binip, “Bu köye bol yağmur ve bereket dilerim!” diye bağırmış. Anında gökyüzü kararmış ve yağmur yağmaya başlamış. Köylüler, Keloğlan’a ve sihirli devesine minnettar kalmışlar.

Sonra, bir dağ köyüne yolculuk etmişler. Orada, bir ejderha köylülerin hayvanlarını kaçırıyormuş. Keloğlan, cesurca ejderhanın inine gitmiş ve onunla konuşmuş. Ejderha, Keloğlan’ın cesaretinden etkilenmiş ve köylülere zarar vermemeye söz vermiş. Keloğlan, ejderhaya da yardım etmiş ve ona, dağların ötesindeki büyük bir ormanı ev olarak göstermiş.

Keloğlan ve sihirli devesi, birçok macera yaşamış ve birçok insanın hayatına dokunmuşlar. Her yerde, iyilik ve cesaretin hikayeleri anlatılmış. Keloğlan, her zaman alçakgönüllü kalmış ve asıl sihrin insanların kalplerinde olduğunu söylemiş.

Ve böylece, Keloğlan ve sihirli devesi, dünyayı dolaşmaya ve iyilik yapmaya devam etmişler. Onların maceraları, bugün bile anlatılagelmekte ve insanlara neşe, umut ve iyilik dolu bir dünya hayali kurmalarına ilham vermekte.

Kaynakça:
 
Lütfen Javascript'i etkinleştirin!Javascript'i etkinleştirin!